23 Mayıs 2015 Cumartesi

Atatürkün Hayatı

ATATÜRK’ÜN HAYATI

DOĞUM TARİHİ VE YERİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan büyük Atatürk,1881 yılında Selanik’te dünyaya geldi.Atatürk’ün doğduğu ev,Selanik’te dünyaya geldi.Atatürk’ün doğduğu ev,Selanik’te bugün de durmaktadır.İki katlı olan bu evin bir benzeri Ankara’da Gazi Orman Çiftliği’nde yapılmıştır.
Atatürk Nüfus Cüzdan?

ANNE ve BABASI (Ailesi)

Atatürk’ün asıl adı Mustafa’dır.Babasının adı Ali Rıza,annesinin adı Zübeyde’dir.Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi,Kırmızı Hafız diye anılan Ahmet adlı bir öğretmenin oğludur.Ali Rıza Efendi,önce gümrük memurluğu yapmış,sonra bu işi bırakarak kereste ticaretiyle uğraşmıştır.Kişilik sahibi ve ileri görüşlü bir kimseydi. Ne yazık ki, oğlu Mustafa daha küçük yaştayken kendisi ölmüştür


2
Atatürk’ün annesi Zübeyde Ha­nım, Hacı sofulu ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızıdır. Bu ailenin Selanik’e Anadolu’dan Konya dolay­larından gelip yerleştiği anlaşıl­maktadır.
Zübeyde Hanım, sağlam ka­rakterli, dinine bağlı, manevi de­ğerlere önem veren, yardımsever bir kimseydi.
Atatürk, çağdaş düşünceli, ileri görüşlü, kişilik sahibi bir babayla, inançlı, yüksek karakterli bir ana­ysan dünyaya gelmiştir.

ÖĞRENİM HAYATI

Küçük Mustafa büyümüş, okul çağına gelmişti. Annesi, oğlunun mahalle mektebine gitmesini isti­yordu. En büyük dileklerinden biri o’nun İlâhilerle mahalle mektebine başladığını görmekti. Babası ise Mustafa’yı çağdaş yöntemlerle eği­tim yapan Şemsi Efendi Okulu’na göndermek istiyordu. Bu nedenle, Mustafa, annesinin isteğine uyula­rak, önce mahalle mektebine veril­di. Sonra da buradan alınarak Şemsi Efendi Okulu’na gönderildi.
Kısa bir süre sonra Ali Rıza Efendi öldü. Bakacak kimseleri olmadığından, bir köyde çiftlik kâh­yalığı yapan dayılarının yanına git­tiler. Küçük Mustafa,bu çiftlikte bir süre kaldı. Ürünleri bekleyerek da­yısına yardım ediyordu. Ancak annesi, oğlunun okuldan uzak kalma­sını istemiyordu. Bu yüzden Mus­tafa’yı Selanik’te oturan kız karde­şinin yanına gönderdi.Teyzesiyle birlikte kalan Mustafa, Mülkiye Rüştiyesi’ne (ortaokula) devam ediyordu. Bu okuldan Kaymak Hafız adında bir öğretmen vardı. Bu öğretmen bir gün Mustafa’yı hak­sız yere dövdü. Buna kızan Musta­fa, okuldan ayrıldı. Komşuları olan Binbaşı Kadri Bey’in yardımıyla Askeri Rüştiye’ye (Askeri ortaoku­la) kaydoldu. Tutum ve davranışı! çalışkanlığı ve özellikle matematik dersindeki üstünlüğü ile kendini kı­sa sürede tanıttı. Mustafa adındaki matematik öğretmeni, bir gün onu yanına çağırarak:
– Oğlum, senin de adın Musta­fa, benim de. Bu böyle olmayacak. Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun, dedi.
İşte küçük Mustafa’nın adı o günden sonra Mustafa Kemal ol­du.
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiye’sini bitirdikten sonra, Manastırdaki Askeri İdadiye (Askeri liseye) girdi. Başarılarını bu okulda da sürdürdü. Boş zamanında Fransızca öğreniyordu. Askeri İdadi’yi başarıyla bitiren Mustafa Kemal, İstanbul’a geldi. Harbiye mektebine (Harp okuluna) girdi (13.3.1899). Bu okulda okurken kafasında hürriyet fikirleri gelişme­ye başladı. Bu konuyla ilgili çeşitli yazılar okuyor, arkadaşlarıyla sık sık siyasî tartışmalara giriyordu.
Mustafa Kemal,daha sonra girdiği Harp Akademisi’nde bu çalışmalarını sürdürdü.
Mustafa Kemal,Harp Akademisi’ni de başarıyla bitirdi.Yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.(11.01.1905)

ASKERLİK HAYATI

Mustafa Kemal, subay olarak çeşitli görevler aldı. Bütün görev­lerinde üstün başarılar gösterdi. Üstlerinin sevgisini ve güvenini ka­zandı. Bilgili ve ileriyi gören bir su­bay olarak dikkati çekti.
Mustafa Kemal, katıldığı Ça­nakkale savaşlarında büyük başa­rılar gösterdi. Anafartalar’da kendi­sinden çok üstün düşman kuvvet­lerini geri püskürttü. Daha 35 ya­şındayken general oldu ve Anafartalar kahramanı olarak anılmaya başladı. Daha sonra almış olduğu bütün görevleri başarıyla yürüttü.
3
Birinci Dünya Savaşı’ndan ye­nilmiş olarak çıktık. Düşman kuv­vetleri yurdumuzun her yerine gir­meye başladılar. 15 Mayıs’ta Yunanlılar İzmir’e asker çıkardılar Padişah ve hükümeti, yurdu kurtarmak için bir şey yapılamayacağını sanıyordu. Vatan bütünüyle elden gitmiş gibiydi.
Mustafa Kemal Paşa, yurdu kurtarmaya karar verdi. İstanbul’ dan bir vapurla yola çıktı. 19 Ma­yıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak bastı. Böylece Kurtuluş Savaşı başlamış oldu.
Atatürk, Erzurum’da ve Sivas’ ta kongreler topladı. Vatan kurtar­mak için milleti kendisiyle birlikte savaşmaya çağırdı. Atatürk, daha sonra Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni topladı. Meclis, kendisini başkanlığa seçti. Böylece yeni T ürk Devleti kurulmuş oluyor­du.
Artık devlet kurulmuş, ordu ör­gütlenmişti. Anadolu’da ilerleyen düşman kuvvetlerine karşı, Birinci İnönü ve İkinci İnönü Savaşları’yla karşı duruldu. Daha sonra Baş­komutan Mustafa Kemal Paşa’nın emrindeki Türk orduları, Yunanlıları Sakarya’da büyük bir yenilgiye uğrattı. Bundan sonra Türk ordusu bir yıl hazırlık yaptı. Sonunda ha­rekete geçen ordularımız, 30 Ağustos 1922’de yapılan Başko­mutanlık Meydan Savaşı’nda Yu­nan ordularını kesin bir yenilgiye uğrattı.Türk orduları, 9 Eylül 1922 günü güzel İzmir’e girdi. Türk vatanını kurtardı.

CUMHURBAŞKANI ATATÜRK

Savaşın zaferimizle sona ermesinden sonra,padişah Vahdettin,bir gemiye binerek yurdumuzu terk etti.İsviçre’nin Lozan şehrinde yapılan antlaşmayla dost düşman bütün devletler yeni Türk devletini tanıdılar.
HDRESIM.NET
Atatürk, 29 Ekim 1923 tarihin­de cumhuriyeti ilân etti. Kendisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cum­hurbaşkanlığına getirildi.
Atatürk, cumhuriyetin ilânından sonra, Türk milletinin ilerlemesini sağlamak için devrimler yapmaya başladı. Onun yaptığı bu yenilikler ölümüne kadar devam etti.

MEDENİ HALİ

Atatürk, 1923 yılında Lâtife Ha­nımla evlenmiştir. Lâtife Hanım, İzmir’in tanınmış ailelerinden biri­nin kızıydı. Avrupa’da eğitim gör­müştü. Atatürk, evliliği süresince eşine büyük değer vermiştir. Hemen her gezisinde onu da yanında gö­türmüştür. Böylece ailede kadın erkek eşitliğinin nasıl olması gerektiğini herkese göstermek istemiştir. Ancak bu evlilik uzun sür­memiştir.
5
Atatürk, aileye çok büyük de­ğer verirdi. “Türk toplumunun te­meli aileye dayanır. Herkes ev­lenmeli ve çocuk sahibi olmalı­dır.” derdi.

HİZMETLERİ

Atatürk’ün Türk milletine hizmeti subaylık hayatıyla başlar.Birinci dünya savaşı sırasında birçok cephede bulunmuş, özellikle Çanakkale’de büyük başarılar elde etmiş ve haklı bir ün kazanmıştır.
Atatürk, Kurtuluş Savaş’ımızın başlatıcısı, planlayıcısı ve gerçekleştiricisidir.Kurtuluş Savaş’ımız bütünüyle, onun eseridir. Güzel yurdumuz onun sayesinde düş­man elinden kurtulmuş, bağımsız­lığına kavuşmuştur.” .
Atatürk’ün hizmetlerinden biri de cumhuriyeti kurmasıdır. Türki­ye’yi ileri milletler düzeyine yükselten cumhuriyet, onun en büyük eserlerinden ve en önemli hizmetle­rinden biridir.
Atatürk, cumhuriyet döneminde devlet yönetimini bazı ilkelere bağlamıştır. Cumhuriyetçilik, halkçı­lık, devletçilik, inkılâpçılık, lâik­lik gibi ilkeler devletimize sağlam bir dayanak sağlamıştır.
Atatürk’ün Türk milletine yap­mış olduğu hizmetlerin en önem­lilerinden biri de inkılâplardır! Ata­türk, cumhuriyetin ilânından sonra Türk milletinin ilerlemesini sağla­mak için çok büyük yenilikler getirdi. Yeni Türk alfabesini kabul et­tirdi. Millet mektepleri açtırarak bü­tün milletin okuma yazma öğren­mesi için çalıştı. Yeni yeni okullar açtırdı. Türk milletinin giyimini de­ğiştirdi.
Kadınlara çeşitli haklar verdi. Öğrenim birliği sağladı. Takvim, saat, ağırlık ve uzunluk ölçülerini değiştirdi. Adalet işlerini düzenledi.Ekonomide yeni atılımlar yaptı.Soyadı Kanunu’nu getirdi.Türk milletinin uygar bir düzene kavuşturması için ne gerekirse yaptı.Milletimiz onun bize yaptığı hizmetleri unutmamıştır,unutmayacaktır.

ÖLÜMÜ

Hayatını Türk milletinin kurtuluş ve yükselmesine adayan büyük Atatürk,son yıllarda çok yorulmuştu.Üstelik hastaydı.Doktorlar aşırı çalışmasının doğru olmadığını,dinlenmesi gerektiğini söylüyorlardı.Ancak o, ülkenin çözüm bek­leyen işleri dururken nasıl dinlene­bilirim, diyordu. Çalışmaktan bir an geri kalmıyordu. Ne var ki, hasta­lığı günden güne ilerledi. Doktorlar iyileştirmek için bütün güçlerini harcadılar, ancak onu kurtarama­dılar.
Atatürk Ölümü
Atatürk, İstanbul’da kalmakta olduğu Dolmabahçe Sarayı’nda, 10 Kasım 1938 günü hayata göz­lerini yumdu. Onun ölümünü du­yan milletimiz günlerce yas tuttu.
Atatürk, İstanbul’dan Ankara’ ya getirildi. Yapılan büyük bir tö­renle geçici olarak Etnografya Mü- zesi’ne yerleştirildi. Daha sonra Atatürk için Ankara’da büyük bir anıt mezar yapıldı. Büyük Atatürk, şimdi Anıtkabir adı verilen bu anıt mezarda yatmaktadır. Onun ger­çek yeri, Türk milletinin kalbidir.
Türk milleti, onun yaptığı hiz­metleri hiçbir zaman unutmayacaktır.Eserlerini sonsuza kadar yaşatacaktır.

10 KASIM ANMA TÖRENİ

Büyük Atatürk,10 Kasım 1938 tarihinde öldü.Türk milleti onun ölüm gününü yas günü olarak kabul etti.Bu nedenle,her yılın 10 Kasım günü yurdumuzda Atatürk’ü anma törenleri yapılır,Atatürk’ün heykellerine çelenkler konur.Saat dokuzu beş geçe saygı duruşunda bulunulur.O anda bütün fabrikalar düdüklerini,araçlar sirenlerini çalmaya başlar.Atatürk’e saygı işareti olarak bayraklar yarıya indirilir.
10kasim1
O gün ve daha sonraki günler,okullarda Atatürk’le ilgili konuşmalar yapılır,anılar dile getirilir,şiirler okunur.Atatürk’ün hayatı anlatılır.Türk milletine yapmış olduğu hizmetler sayılır.Kendisine olan bağlılığımız bir kez daha tekrarlanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder