7 Ağustos 2014 Perşembe

-Eylül

-Eylül

Eylül

Yağmur,senden önce geldi bu sokaklara,gezemediğimiz parklara,
ıslattı boş yere,biz yoktuk.

Rüzgar,sen gelmeden şöyle bir tozunu aldı buraların,
ağaçların kurumuş sarı yapraklarını döktü,
sen o kurumuş yapraklara basmayı çok severdin hani,
kim bilir,belki kuşlar geleceğini söylemiştir rüzgara,
eylülde senden önce geldi,gri günleri,
boş sokakları getirdi biz rahat rahat gezelim diye sokaklarda el ele.

Olması gereken her şey oldu artık,
bir sen kaldın,bir biz kaldık mevsime karışmaya,
ben yalnız başıma kaldıramıyorum,
sele karışıp gidiyorum yağmurla karışık gözyaşlarımda,
mevsim normallerinin altında yalnızlığımla,

Ben üşüyorum yalnız başıma,
rüzgar ılık bile esse,yokluğundan üşüyorum,
bahaneler arıyorum kendime,seni özlemeye..

Bize bakıyorum penceremden,
İşte!geliyoruz karşıdan,
o ara caddeden çıkıyoruz birlikte,el ele,yorulmuşuz gün boyu gülüşmekten,
hayaller kuruyoruz belli,birlikte bakıyoruz gözümüzün alabildiğine ufuklara,
belki evimizi hayal ediyoruz,çocuklarımızı,sonra yaşlandığımızı...

Sonra,tam o anda,sen yine kayboluyorsun,
herhangi bir sokağa giriyorsun,adresi yok,
ve yine değişiyor mevsim,yazın ortasında ben yine 'sen mevsimine' giriyorum...
sonra mı ? Yine yağmur,yine rüzgar,bomboş sokaklar,
ve ben yine penceremin buğusuna seni yazarken buluyorum kendimi.
Gri günleri,eylülü,yağmuru rüzgarı soğukları severim hep bu yüzden,
belki yine biz çıkarız o ara caddeden..

S.r.

(22  eylül 12)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder