13 Ağustos 2014 Çarşamba

Türk Sineması

Türk Sineması

Türk Sineması Aktörleri 

Türkiye’ye  sinemanın  hangi  tarihte  girdiği  tam olarak  bilinmemektedir. Ama  ilk gösterinin  sarayda  yapıldığı  kesindir. Halka  açık  ilk  gösteriyse, 1896  sonunda  ya da  en geç  1897 başlarında, Galatasaray’daki  sponcek  birahanesi’nde  yapılmıştır. Türk  sinemasının  bu  ilk döneminde, en çok Singmund  Weinberg  adına rastlanır.Halka açık  ilk  gösteriyi  yapan,  ilk yerleşik  sinema salonunu  açan, odur.Türkiye’de  yapılan   ilk  film çekiminin tarihleriyse  daha da eskidir.Lumiere  kardeşlerin  yetiştirdiği  çeşitli  kişiler(özellikle promio) zaman zaman gelip, film  çekmişlerdir.Fuat  Uzkınay’sa ,  Ayastefanos  Abidesinin  yıkılışı  adlı  belgeselle,  Türkiye’de  film çekimini  başlatan kişidir.

 İlk dönem  Ayastefanos  Abidesinin Yıkılış  adlı  filmle  başlayan  ilk  dönem  8  yıl  sürdü.Birinci  Dünya  Savaşı  ve  Kurtuluş  Savaşı  yıllarını  da  kapsayan  bu  ilk  dönemde, büyük  bir canlılık  görüldü.Merkez  Ordu  Sinema Dairesi’nin  kurulmasıyla(1915), özellikle  belgesel film  alanında  değerli çalışmalar  yapıldı.Aynı  yıllarda,1922’de, yani  ilk dönemin  sonunda, ilk özel  film  yapım evi  olan  Kemal  Film  kuruldu.
    Bu  dönemde  asıl  önemli  çalışma, belgesel  film alanında görüldü.Birinci  Dünya Savaşı ve   Kurtuluş  Savaşı  yıllarında,kameralar  da  cepheye  taşınarak,  tarihsel  değeri  çok  büyük  filmler  çekildi.
İlk  konulu filmler  de,  bu  dönemde  ortaya  çıktı.Önceden başlayan  ama  tamamlanmayan  iki  film  bir  yana, ilk  konulu  filmler  Pençe  ve  Casus  1917 yılında  çekilmye  başlandı  ve  o  yıl  tamamlandı .Bu  iki filmin yönetmeni,  o  sırada  18  yaşında  olan, sonradan  özellikle  basın  alanında  adını  duyuracak  olan  Sedat  Simavi’ydi.Mürebbiye gibi  uyarlamalar, Bican Efendi gibi serial  denemeleri  de, bu  dönemde  yapıldı.
Unutulmaz Karelerden 
İkinci  dönem:Kemal  Film’in kurtuluşu  ve  Muhsin  Ertuğrul’un  bu  yapımevi  adına  film  yapımına  başlamasıyla,  Türk  sinemasında  ikinci  döneme  geçildi.Muhsin  Ertuğrul,  1922-39  arasındaki  17  yılda  tek  yönetmen  olarak  kaldı.
İkinci  dönemin  filmleri arasında  Bir Millet  Uyanıyor, Bataklı  Damın  Kızı  Aysel (1935) gibi  önemli filmlere  rastlansa da  , bu  17  yıl,  genellikle  olumsuz  bir  bilançoyla  kapandı.Muhsin  Ertuğrul,  bir yandan  olanaksızlıklar  içinde sinema  yapabileceğini,  sinemanın  Türkiye’de yaşayabileceğini  kanıtladı;ama öte  yandan,  sinemayı  tiyatroya  sımsıkı  bağladı.Çevirdiği  filmlerin  çoğu,daha  önce  tiyatrolarda  oynanan  piyeslerden  çevirme  uyarlanmıştı.Daha  da  önemlisi,  bu  filmler  tiyatrodan  sinemaya  gelirken  bir  anlayış  değişikliği  olmamış,  oyunlar  aynı  anlayışla  sinemaya  aktarılmıştı.Böylece  dönemin  bütün  filmlerine  (bir-ikisi dışında) tiyatroya  özgü  bir  hava  egemen oldu.

Hababam Sınıfı 
Üçüncü dönem
1939-1951 yılları arasını kapsayan,bu dönem,sinema yazarları tarafından ‘geçiş dönemi’ diye adlandırılır.Çeşitli ve çok yönlü gelişmeler gerçekleştirilen bu dönemin ilk yıllarında,Muhsin Ertuğrul’un yanında yetişen tiyatro çıkışlı yönetmen ve oyuncular çoğunluktaydılar ve genellikle Ertuğrul’u izleyen filmler yaptılar.Ama aynı dönemde o güne kadar tiyatroyla ilişki kurmamış,yurt dışında sinema ya da sinemaya yakın dallarda öğrenim görmüş bazı gençler sinemaya girdiler.
Üçüncü dönemde Türk sinemasını etkileyen öğelerden biri de,İkinci Dünya savaşının başlaması oldu.Savaşla birlikte Avrupa ve ABD’den getirilen filmlerde önce bir azalma görüldü;sonra bu filmler hiç gelmez oldu.
Yine bu dönemde başka gelişmeler de oldu.1948’de Yerli Film Yapanlar Cemiyet’i kuruldu ve aynı yıl ilk sinema festivalini düzenledi.Çeşitli sıkıntılara karşın,birçok olumlu adımın atıldığı bu dönemin en ilgi çekici sinemacıları,Şakir Sırmalı ile Orhun Murat Arıburnu’ydu.

(Devam Edecektir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder